20 Ocak 2011 Perşembe

bir melek gördüm galiba

öncelikle eve gitmek için istanbul içerisinde ne kadar çile çektiğimi belirtmek istiyorum. sarıyerden kartala kadar önce bir otobüs oraadan in başka otobüs oradan in feribot falan. tabi böyle yazması kolay kaçıncı oldu sayamadım ama bu aralar başıma şu feribotu saniyeyle kaçırma olayı gelip duruyor. cidden 5-10 dk kaçırmış olsam üzülmeyeceğim ama bu dkkyla kaçırma çok pis koyuyor kardeşim. geçen gün yine eve gidiyorum kartaldakinden umudum kesik çoktan pendiğe gidiyorum son duraklarda resmen aksiyon dolu dklar yaşıyorum içimden. hayaller kuruyorum bide . gidip şöföre hiç bir durakta durmayacaksın uleynn bas gaza hemen beni iskeleye uçuruyorsun hemen deyip elimi cebimde silah şeklinde tutup silahım varmış izlenimi yaratıyorum tabi öyle korkup basıyor gaza sonra iskeleye yetişiyorum ve hemen inip koşarken iskeleye doğru elimi çıkarıp nanik yapıyorum ve gülerek uzaklaşıyorum :D
neyse bu hayallerle tam geliyoruz iskeleye saate bakıyorum tam feribotun kalkma saati. tabi yıkılmış bir durumda yan taraftaki büfeye geçiyorum ve o 1 saat 15 dklık bekleme sürecim başlıyor. işte açtım anneme telefonda ağlıycam artık kaçıncı bu ya bıktım artık eve gelmeyeceğim diye tabi annem gaz veriyor "kızım birşey olmaz bekle , birşiler ye acıkmışsındır tuvalete git falan da filan " neyse bekle bekle müzik dinleye dinleye kulaklıklar kulağıma yapışıyor zaten 2 saat boyunca.
e birde bunun geri dönüşü var tabi. gerçi feribot kaçırma gibi bir derdim yok ama geri döndüğümde yurda gidene kadar olan trafik çilesi beni çileden çıkartıyor hele birde elimde bavulum varsa yedim ayvayı. kendime yer bulamazken birde o ağır ve taşınamaz derecede her seferinde evden taşınan ve nedense hiç bitmeyen kıyafetlerle dolu bavulu gel de sokuştur biryerlere. evet melek ne alaka diyeceksiniz şimdi sıra ona geldi. özet geçsem daha iyiydi ama çok dolmuşum bir anda yazıverdim. işte zincirlikuyu da inip sarıyer otobüsüne binmem gerek ama o merdivenler yok mu önce çık çık sora in in sora bir daha çık of anam ağlıyor o bavulu merdivenlerden çıkarana kadar. insanlıkta yok kimsede dur bir ucundan ben tutayım diyen  ve tam böyle içimden söylenirken yine bi an da yanımda bir ışık belirdi evet bu konuşuyordu da hemde yardım edeyim mi diyordu doğal olarak insan değildi tabi . ben ağzımı açıp bir evet bile diyemeden alıp bavulumu merdivenlerden yukarı uçarak çıkardı ben de merdivenler hiç bitmesin diye dua ediyordum o sıra içimden. nasıl bir şeydi ya o sarışın takım elbiseli taş gibi biblo gibi bir melekti o. takım elbisenin nadir yakıştığı insanlık aleminde takım elbise onun için yaratılmıştı resmen. o kaşlar o gözler offff...
neysem merdivenler hiç olmadığı kadar çabuk bitti ve ağzımı kapatıp teşekkür ettikten sonra öyle bir gülüşü vardı ki 2. defa melek olduğunu düşünmeme sebep oldu. kaç dk durup arkasından baktığımı bilmiyorum. suratım da salak bir gülümsemeyle kaldım orada ve her seferinde oradan geçerken aynı ritüelleri gerçekleştiriyorum belki yine gelir diye.
benim hala umudum var..!

1 yorum:

  1. I like your blog!
    Come on http://selenia-levolchanel.blogspot.com
    kiss:)

    YanıtlaSil