22 Mayıs 2011 Pazar

aşk hakkında kısa birşeyler

hani kışın banyoya girmek istemezsin ya üşüyeceksin biliyorsun. heh elbiselerini çıkardıktan sonra banyoya girip sıcak suyun altında mutlu olursun çünkü sıcak su içini, seni ısıtır. alışırsın da iyice ama bu sefer de çıkmak istemezsin banyodan bilirsin çıkarsan tekrar üşüyeceksin. işte aşkta böyle bir şey başta korkarsın istemezsin. risk almayı istemezsin. nede olsa böyle mutlusundur. ama diğer yandan da kalbin deli gibi çarpar istersin ve başlarsın. sonra yine biter her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi. artık içini ısıtacak kimsen yoktur. yeniden bu düelloya girmek istemezsin ama risk bu ya yeniden başlarsın her şeye içini ısıtacak biri çıkar karşına yine mutlusundur...

çok film izlemekten hep


plağı seçip pikapa yerleştirdi ve plak dönmeye başladı. içinde tatlı bir huzur vardı biraz sonra daha da mutlu olacağını düşünüyordu çünkü birazdan sorunları düşünmek zorunda kalmayacaktı. üzerini yavaş yavaş çıkardı ve banyoya doğru ilerledi. bütün evde şarkı yankılanıyordu o huzur dolu melodisiyle. suyu açtı sonuna kadar son hızıyla akıyordu. soğuk tarafını çok açmadı çünkü sıcağı severdi. zaten hep yazı sevmiştir. terlese bile şikayet etmezdi. hiç deniz kenarında sevgilisiyle oturup dalgaları izlememişti yada güneşin batışını. 
küvetin içine filmlerde ki gibi banyo köpükleriyle doldurmak istedi ama hayatın filmlerde ki gibi olmadığını çok iyi bilirdi. ama yinede hayal kurmaktan vazgeçmezdi. olmayacağını bile bile hep inanırdı. inançlıydı.
küvete girdi ve havayı kocamannn içine çekti. bi anda etrafı banyo değilde küçükken en çok mutlu olduğu evlerinin arka bahçesi geldi aklına gülümsedi ve aynı anda gözünden yaşlar akmaya başladı. sonra sinirlendi kendisine bugün ağlamak hüzünlenmek yoktu.neyse ki sustu hemen. su çok berraktı. kendi vücuduna baktı göbeği vardı. hiç sevmezdi kendini ama suyun içinde gözüne güzel geldi. tenine değdiği erkekleri düşündü hiçbirine tam anlamıyla ait olmamıştı o, hep aklında başkası vardı. daha onu tanımıyordu belki ama aklı hep ondaydı. o yüzden hiç birine ait hissetmemişti kendini. 
yinede hayat güzeldi dedi içinden john lenon dinlediği için kendiyle gereksiz bir gurur duydu.müzik dinlemeyi çok severdi. o yüzden ölürken bile müzikle ölmek istemişti.
annesini düşündü babasını, kardeşini. üzülürlerdi tabi ani gidişine ama ne kadar üzülseler de unutacaklardı bi süre sonra. unutsunlar da zaten. kendi gibi biri için fazla üzülmeye gerek yoktu.
ve o an geliyordu. yavaş yavaş gözleri kapanmaya etraf karamaya başladı. içini mutluluk kapladı.ölüm güzeldi.
ve son bir
elveda…